Osmaniye Belediyesi Türk Sanat Musikisi Korosu ![]()
Belediye TSM Korosu ilk defa 2007 yılında kurulmuştur.Koromuz gönüllülük esasında göre farklı meslek gruplarından oluşan bir yapıya sahiptir.TSM Hocası Yaya ÖZKUYUCU nezaretinde çalışmalarını sürdüren Koromuz Ramazan Etkinlikleri, 7 Ocak Osmaniye'nin Düşman İşgali'nden Kurtuluşu Etkinleri gibi önemli gün ve haftalarda konserlerine devam etmektedir.Koromuz halkımız tarafından büyük beğeni ile izlenmektedir.
Tel : 0328 814 12 26/4118 Faks: 0328 814 11 35 Mail: osmaniyebelediyesi@osmaniye-bld.gov.tr |
Memleketim OSMANİYE
15 Mayıs 2012 Salı
AHŞAP OYMA USTASI AHMET TÜRKMENOĞLU ![]() Kadirli'nin Kızyusuflu köyünde yaşayan Ahmet Türkmenoğlu ahşap oymacılığı ile uğraşıyor. Ahmet Türkmenoğlu eski geleneklerimizi yaşatmaktan büyük bir keyif duyduğunu bu nedenle ahşap oymacılığına devam ettiğini söylüyor. Ahmet Türkmenoğlu saz, keman, kaşık, hamzan (yağ kabı) yaparak hayatını devam ettiriyor. Bize kendinizi tanıtır mısınız? Ben, Kadirli'nin Kızyusuflu köyünden Ali oğlu Ahmet Türkmenoğlu. Bağlama ve saz ustasıyım. Ayrıca ahşap oyma işleriyle uğraşıyorum. Bu işi yapmaya nasıl başladınız? Genelde büyüklerimiz çiftçilikle uğraşmışlardır. Ben 1968'lerde, Karatepe Aslantaş Müzesine görevli olarak girdim. Orada 25 yılı doldurdum. Emekli oldum. Daha sonra da eski geleneklerimizi yaşatmak için bağlama, el işleri, saz, süz ve mutfak eşyaları yapmaya başladım. Günlerimi şimdi bu şekilde geçirmeye başladım. Ne zamandır bu ağaç oyma işleri ile uğraşıyorsunuz? 1955 yılından beri bağlama, 1957 yılından beri de ağaç oyma işlerini yapıyorum. Bunları ustasından değil kendi kendime öğrendim. Nasıl yapıldıklarını daha önce hiç görmemiştim. Eski ustaların, Dadaloğlu, Köroğlu, Âşık Veysel, İlbeyoğlu kitaplarını okurken o kitaplar üzerindeki saz şemalarını gördüm. Çalmak için saz aradım bulamadım. Hiçbir kursa gitmedim. Sadece şemalara bakarak kendi kendime öğrendim. 1955 yılından beri devam ediyorum. Çalışmalarınızda hangi ağaçları kullanıyorsunuz? Sazda dut ağacı, Karadal diye de bilinen Karacan ağacı ve Ardıç kullanıyorum. Kemanıda Köknar ağacından yapıyorum. Mutfak eşyalarını Hartlap dediğimiz ağaçtan yapıyorum. Ayrıca zeytin ve başka ağaçlardan yararlandığım da oluyor. Yaptığınız eşyaları kimlere pazarlıyorsunuz? Burası turistik bir bölge olduğu için yol kenarında sergilediğimiz ürünlerimizi bu şekilde satıyoruz. Herhangi bir dükkân ya da mağazada satmıyoruz Elbette bazı pazarlama sorunları yaşıyoruz. Köyünüzde sizden başka bu işi yapan var mı? ![]() Bu işi ilk önce ben başlattım. Önderlik ettim yani. Köyde en az 8-10 kişi bu işi yapıyor. Kendi çocuklarıma da öğrettim. Şimdi onlar benden daha iyi yapıyorlar bu işi. Ağaç oymacılığı ile uğraşmak size nasıl bir his veriyor? İnsan bu işle uğraştıkça büyük bir zevk duyuyor. Yeni eşyalar yapmak, çeşitli boyutlar ağaçlara şekil vermek, desenler ortaya çıkarmak çok büyük bir keyif. Hamzan adlı bir eşya yapıyorsunuz. Bize biraz söz eder misiniz? Hamzan yağ kabıdır. Tereyağı eritilerek bunun içine koyulur. 3-5 sene geçse bile tadı bozulmaz. Kendine özgü bir rayihası ve kokusu vardır. Hamzan çiriş adlı bir bitkiden yapılır. Bu bitki yüksek yaylalarda yetişir. Çiriş soğanlı bir bitkidir. Onun kökünü toplayıp kuruturuz. Sonra onu kavururuz. Değirmende çekip un haline getiririz. Sonra ondan hamur yapar Bezden içi talaş dolu bir kalıp yapıyoruz. Bu hamuru 3 veya 4 kat sıvayarak yapıyoruz. Bunlar 50-60 sene önce yapılırdı. Şimdi kullanılan bir eşya değil. Çok emek verilerek yapılıyor. Artık kullanılmıyor unutuldu. http://www.osmaniye-bld.gov.tr/tr/index.php?mode=ahsap_oymaciligi |
36 YILLIK BIÇAK USTASI: BIÇAKÇI KEMAL ![]() Bıçakçılığa nasıl ve ne zaman başladınız? Ben bu işi 7 yaşımdan beri yapıyorum. Aile mesleği diyebiliriz. Çekirdekten yetiştim yani. Şu an 43 yaşımdayım ve 36 yıldır bu işi yapıyorum. Daha önce hep aile yanında mı çalıştınız? Geçen yılın mayıs ayına kadar hep başkalarının yanında imalatçı olarak çalıştım. Sonunda 2007 yılının mayıs ayında kendi dükkânımı açtım. Artık kendi işimin patronuyum. Kendi dükkânınızı açmaya nasıl karar verdiniz? Dükkân sahibi olmak fikri hep aklımda vardı. Ama olaylar biraz değişik gelişti. Bu dükkân Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının Sosyal Riski Azaltma Projesi kapsamında açıldı. Bana destek oldular. Projeden nasıl haberiniz oldu? Oğlum üniversiteyi kazandığında ona burs almak için Valiliğe başvurmuştum. Vali Bey'le görüştüm. Mesleğimden söz ederken bana Vakıf yardımıyla destek olabileceklerini kendi dükkânımı açabileceğimi söyledi. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvurdum, başvurum kabul edildi. Yani sonuç olarak Sayın Valimiz ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı sayesinde kendi işimin sahibi oldum. Artık kendi işinizin sahibisiniz. Hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu? Öncelikle kendime güvenim geldi. İnsan bir işte ustalaşınca kendi işini yapmak, kendi işinin patronu olmak istiyor. Aklındaki projeleri hayata geçirmek istiyor. Ama başkasının yanında yevmiye ile çalışıyorsan bunları yapmak çok zor. Hem ekonomik olarak hem de işin sahibi kendisi olmadığı için zor. Şimdi bu dükkân daha yatırım aşamasında. Malzeme olarak güçlendikçe, kendimizi daha iyi tanıttıkça bu projeleri hayata geçireceğiz. Dükkânınızda kaç kişi çalışıyor? Şu anda benden başka iki kişi daha çalışıyor. Ama o çocuklar sadece yazları çalışıyorlar. Geçiciler yani. Diğer zamanlarda ise ben tek başıma çalışıyorum. Dükkân sayesinde 2 kişiye de istihdam sağladınız yani? Evet tabii. Bir zamanlar başkasının yanında çalışırken şimdi bu çocuklara iş veriyor olmak güzel bir duygu. Günde kaç bıçak yapıyorsunuz? Günde 3 kişi ile çakı bıçaklardan 20-25 tane üretiyoruz. Diğer bıçaklardan ise ancak 15 tane yapıyoruz. Tüm bıçaklar el emeği olduğu için yapımları da uzun sürüyor. Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Sabah saat 07.30'da başlıyoruz akşam 07.30'da bırakıyoruz. Günde 12 saat çalışıyoruz yani. Ama bu 12 saatle kalmıyor tabii. Çocuklar değil de ben gece 12'ye kadar çalışıyorum, ince işlerini, vernikleme işlemlerini yapıyorum. Ne tür bıçaklar yapıyorsunuz? Mutfak bıçakları ve çakı yapıyoruz. Çakıların en önemli özelliği açılır kapanır olmaları. Ve her bıçakçı bu bıçağı yapamaz. En fazla hangi bıçaklara talep var? Aslında her iki türe de talep var. İstanbul, İzmir, Konya, Çorum, Kahramanmaraş hatta Almanya ve Fransa'dan bile talep geliyor bize. Pazarlamayı nasıl yapıyorsunuz? Bıçaklarımız kendini pazarlıyor. Kalite müşteriyi her zaman kendine çeker. Bıçakların üzerine adımız yazıyoruz. Bıçaklarımızı beğenen müşteri bizi bu yolla buluyor. ![]() Dükkânımız büyüdükçe değişik yöntemler izlemeyi düşünüyoruz elbette. Mesela, internette bir sayfa açarak bıçaklarımızın tanıtımını yapmayı planlıyoruz. Osmaniye'deki bıçak sektörü hakkında ne söyleyebilirsiniz? Türkiye'nin en büyük bıçak sektörü Bursa'dadır. Mesela biz bile bıçak saplarını Bursa'dan alırız. Orada ağaç iyi işlenir. Osmaniye'de bu sektörde güçlenebilir aslında. Bugün Osmaniye'den hiç gitmiyorsa Bursa'ya 1 trilyon gidiyor. Ama bıçak saplarını Osmaniye'den elde edebilsek, yani o kalitede üretim yapılsa bu para Osmaniye'de kalır. Ve yeni bir iş sektörü oluşur. Bıçaklarınıza kaç yıl garanti verirsiniz? Ömür boyu garanti veririm. Son olarak küçük çocukların bıçak taşıması ve bıçakla işlenen suçlar toplumda büyük bir toplumsal sorundur. Bu konudaki düşünceniz ve tutumunuz nedir? Ben bıçak satarken bırakın çocukları bana pek tekin gelmeyen insanlara bile satmıyorum. Çünkü bıçaklarımın bu tür olaylarda kullanılmış olması beni üzüyor. Bıçağın nereye gittiğini her zaman denetleyemiyorsunuz, sizin sattığınız kişi bir başkasına veriyor ve bıçağınız suç aleti oluyor. Biz bıçaklarımızı kötü amaçlarla kullanılsınlar diye yapmıyoruz, biz onlara insanların işlerini görsün diye emek veriyoruz. |
Osmaniye Karatepe Kilimleri

Osmaniye’nin Kadirli İlçesine bağlı Karatepe Köyünde yapılan dünyaca ünlü Karatepe Kilimleri doğal yün ve kök boya kullanılarak hazırlanmaktadır. Son yıllarda ev ve işyerlerinde dekorasyon amaçlı olarak kullanımı artmaktadır.
Eskiden, Türk obalarında genç kızlar birisini sevdiğinde, büyüklerine saygısızlık olur diye bunu ailelerine açamazlarmış. Yüreğini ailesine açamayan sevgi dolu kalpler, bunu tezgâhlarında yüzyıllarca yaşayacak motiflere ilmek ilmek dokurlarmış. Yüzyıllardır süregelen bu geleneğin bu kilimlerde hâlâ yaşamakta olduğunu siz de göreceksiniz...

Karatepe yöresinde üretilen kilimlerin atkısı ve çözgüsü kirmanla eğrilen,bükülen yün iptir. Boya doğal boyadır. Istarda dokunur, göçebe karekterlidir. Zemin kompozisyonlarına göre adlandırılır. Boyutları yaklaşık olarak 100 cm x 180 cm. veya 95 x 160 cm.’dir. Ana renkler, kahve, siyah, beyaz, gri, yeşil, gül kurusu, kırmızıdır. Sabit renkler, gri, kahve, siyah ve beyazdır. Zemin kompozisyonlarına göre adlandırılırlar:
- Yıldızlı
- Kartal Kanatlı
- Zincirli
- Küpeli
- Selçuklu Motifli
- Göbekli
- Seymen Motifli. (Orta motifine koç buynuzu, etrafındaki mo
tiflere seymen denir.)
- Baklava Dilimli
- Deve Kilimi. Bu kilim şimdilerde dokunmuyor. Geçmişte göç katarı görkemli görünsün diye
deve katarının önündeki devenin üzerine örtülürmüş. Aynı zamanda Avşar kilimi de deniliyor.
Orta göbeğinde Seymen ve Sevgi dolaşığı motifleri var. Boyutları
173 cmx 366 cm’dir.


Osmaniye’nin Kadirli İlçesine bağlı Karatepe Köyünde yapılan dünyaca ünlü Karatepe Kilimleri doğal yün ve kök boya kullanılarak hazırlanmaktadır. Son yıllarda ev ve işyerlerinde dekorasyon amaçlı olarak kullanımı artmaktadır.
Eskiden, Türk obalarında genç kızlar birisini sevdiğinde, büyüklerine saygısızlık olur diye bunu ailelerine açamazlarmış. Yüreğini ailesine açamayan sevgi dolu kalpler, bunu tezgâhlarında yüzyıllarca yaşayacak motiflere ilmek ilmek dokurlarmış. Yüzyıllardır süregelen bu geleneğin bu kilimlerde hâlâ yaşamakta olduğunu siz de göreceksiniz...

Karatepe yöresinde üretilen kilimlerin atkısı ve çözgüsü kirmanla eğrilen,bükülen yün iptir. Boya doğal boyadır. Istarda dokunur, göçebe karekterlidir. Zemin kompozisyonlarına göre adlandırılır. Boyutları yaklaşık olarak 100 cm x 180 cm. veya 95 x 160 cm.’dir. Ana renkler, kahve, siyah, beyaz, gri, yeşil, gül kurusu, kırmızıdır. Sabit renkler, gri, kahve, siyah ve beyazdır. Zemin kompozisyonlarına göre adlandırılırlar:
- Yıldızlı
- Kartal Kanatlı
- Zincirli
- Küpeli
- Selçuklu Motifli
- Göbekli
- Seymen Motifli. (Orta motifine koç buynuzu, etrafındaki mo
tiflere seymen denir.)
- Baklava Dilimli
- Deve Kilimi. Bu kilim şimdilerde dokunmuyor. Geçmişte göç katarı görkemli görünsün diye
deve katarının önündeki devenin üzerine örtülürmüş. Aynı zamanda Avşar kilimi de deniliyor.
Orta göbeğinde Seymen ve Sevgi dolaşığı motifleri var. Boyutları
173 cmx 366 cm’dir.

Aşık Feymani (Osman TAŞKAYA)
| ||||||||||||
Dadaloğlu
|
10 Mayıs 2012 Perşembe
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)